Hayalimizdeki Türkiye'nin Hür Mücadelesi

Eviniz ve arabanız var. Severek yaptığınız bir işiniz de elbette. İnsani çalışma saatleriniz, sosyal güvenceniz. Yaptığınız iş ne olursa olsun kazandığınız sizi ve ailenizi geçindiriyor rahatça. Emeğinizin karşılığını alıyorsunuz. Öyle ki, çocuklarınızın eğlenebilmesi için, sosyal faaliyetleriniz için,hatta yılda bir iki kere bütçenize göre tatil yapabilmek için bile yeterli oluyor kazancınız. 

Sadece çalışmıyorsunuz, hayatın keyifli yanlarının tadını çıkarmaya da vaktiniz ve paranız yetiyor .

Sağlık giderlerinizle boğuşmuyorsunuz, zaten mutlu, huzurlu ve temiz ortamlarda yaşadığınız ve çalıştığınız için çok da hastalanmıyorsunuz.

Temiz ortamlar dedik ya, tam da bu. Yaşadığınız şehir ışıldıyor. Sokakları , caddeleri planlı ve düzenli. Tertemiz, tek bir çöp bile yok. Belediyeler harika çalışıyor ama, zaten kimse kirletmiyor bile isteye. 

Herkes o kadar saygılı ki, kimse birbirini ezmiyor öne geçmek için. Yollar ve ulaşım ağları olması gerektiği gibi, trafikle boğuşmuyorsunuz. Çoğunluk  çok duyarlı, hassas ve bilinçli.

Yeşil alanlar o kadar çok ki yaşadığınız yerde, nefes alıyor şehir. Betona gömülüp, stres yumağına dönmüyorsunuz. Vergileriniz makul ve kullanılması  gereken yerlerde kullanılıyor. Hizmet olarak geri dönüyor size her kuruşunuz...

Kadınlar dövülmüyor, öldürülmüyor. 

Hırsızlık yapmıyor kimse,suç oranı çok düşük; hem ahlâk ve değerler eğitimi sayesinde, hem de herkesin yaşam standartları mutlu yaşayacakları seviyede olduğundan.

Eğitim üst seviyede. Her çocuk eşit ölçüde yararlanabiliyor, yeteneklerine göre eğitim alıyor çocuklarınız.

Ve tabi her sektör için doğru insanlarla yürüyorsunuz geleceğe. Liyakate önem veriliyor.Tembel kimse yok. Keyifle mutlulukla üretmenin peşinde herkes.
Tarımda,  sanayide , teknolojide dev adımlarla ilerliyorsunuz bu sayede.

Vatanını, bayrağını seviyor herkes. Aynı bayrak altında inancı, ırkı veya başka bir farklılığıyla ötekileştirilmeden yaşıyorlar, ülkeleri ve çocukları için çok daha güzel bir gelecek hayaliyle var güçleriyle çalışıyorlar. Siz de huzurlusunuz, bir parçası olmaktan gururlusunuz bu toplumun.

Siyaset insanları bölen , ayrıştıran, inanç veya başka değerler üzerinden sömüren bir yapılanma değil. 

Siyasete soyunanlar sadece ülkenin şartlarını bir adım daha ileriye nasıl götürürüm telaşındalar. Seçildiklerinde öyle zenginleşmiyorlar, sizden biri gibi yaşamaya devam ediyorlar. İşlerini yapıyorlar, tıpkı diğer herkes gibi.

Ekonominiz çok güçlü ülke olarak, üretiyorsunuz çünkü. Lakin dünya kaynaklarını koruyarak ve gelecek nesillere yaşanası bir dünya bırakabilme bilinciyle yapıyorsunuz bunu.

Hayal bile edemiyoruz böyle bir ülkeyi,bırakın olabileceğine inanmayı. 

O kadar  mı imkansız gerçekten?
…………………………………………………………………………..

Diye sormuştum, çok değil bir yıl önce.

İmkânsızlığına inananlardan olduğum için değildi bu soru. Tam aksi, olabileceğine inanıp, bunu fark ettirmek istedim aslında.

Peki inanmak, iyimser olmak, sadece tatlı bir ümit olarak hayata geçmesini beklemekle mi olacaktı bu?

Elbette hayır!

İnandığınız, istediğiniz, doğruluğundan emin olduğunuz her değeri hayata geçirmek için mücadele etmeniz gerekir. 

Bu mücadelenin ilk adımı, korku ve menfaatlerinize yenik düşmemektir ve yaptığınız işi layıkıyla yapmak için gösterdiğiniz bazen insanüstü olması gereken çabadır.

İkinci adımı ise, aynı yürekteki insanlardan güç almak, örgütlenmek ve bu inancı yaygınlaştırmaktır.

Küçük hesapları yoktur herkesin, küçük insanların anlayamayacağı büyük idealleri vardır.  

İşte o idealler birleştirir sizi, kesiştirir yollarınızı, yürümekten keyif alırsınız birlikte. Bilirsiniz ki sadece ümit etmekle kalmamışsınızdır, elinizi taşın altına koymuşsunuzdur elele.

Hilal YAZICI ANGIN / Hürriyetçi Eğitim Sen Bursa Şube Başkan Yardımcısı