"Fikri Hür, Vicdanı Hür, İrfanı Hür Eğitim Çalışanlarının Adresi"
image
17 Mart, 2022
Gelecek nesillere miras
Gelecek nesillere miras

Hilal Yazıcı ANGIN

Yazdı

(6)

Gelecek nesillere miras

Emperyalizmin en çok kapitalizmi kullanarak perişan ettiği bir topluluğa dönüştük. 

Tüket, tüket, tüket.... 

Çılgınca tüket... 

En yıkıcı olan yanı, üretmeden tüket...

O kadar albenili ki pazarlanan yaşam, herkes o yaşamın hayalini kurar oldu. Lüks olmaktan çıktı bir çok şey, ihtiyaç dendi hepsine. İhtiyaç mıydı gerçekten?

Şüphesiz yüzyıl önceki koşullarda yaşamamalıyız lakin; iki çift ayakkabıyla , bir kışlık , bir mevsimlik montla yetinememek zorunluluk muydu? Alım gücü yokken yılda iki telefon değiştirmek-yeni modeli almadan olmaz- çok mu gerekliydi?

Sofralarındaki çeşit çeşit yiyeceklere rağmen, beğenmeyip, ya da doydum diye yarısını çöpe atarak yüzlerce ton yiyeceği ziyan edenler; ekmek kırıntılarını bile toplayan, tabağını sünnetlemeden sofradan kalkmayanların çocukları olabilir miydi?

Çoğunluk daha iyi, çok daha iyi, hiç bir sınırın olmadığı yaşamı arzu eder oldu. İstediği kadar her şeyi aldığı, istediği gibi para harcadığı,krallar gibi hissettiği yaşamın peşinde koşmaya odaklandı.Statüsü ve toplumdaki yeri parayla ölçülecekti kendince. Öyle kabul göreceğini düşündü.

Çünkü o yaşam vurgulandı hep. Birileri kazansın diye, diğerlerinin hayallerinin ateşi harlandı onlar tarafından.

Peki ülkenin şartları bu yaşamı sunacak ekonomik seviyede miydi? Yani doktorundan , öğretmenine, mühendisinden , tamircisine, marangozuna , işçisine, çiftçisine herkes alanında çok iyi eğitim almış, kendini geliştirmiş ve haliyle harika işler çıkarıp emeğinin karşılığını ziyadesiyle alıyor muydu?

Emeğinin karşılığında kazancı o harika yaşama erişmesini sağlıyor muydu?

Yazık ki yanından bile geçmiyordu. Hatta emek harcayanlar eziliyor, enayilikleriyle kalıyorlardı.

O yaşama ulaşmak gerekiyordu ama...!!!

Krallar gibi yaşamak dururken o emekçi enayiler gibi sürünmeye hiç niyeti yoktu bu güruhun.

Peki nasıl olacaktı?

Elbette hileyle hurdayla. 

Çok yöntem vardı ve dahi ,yolunacak çok kaz.

Her şeyin sahtesini yapmakta dünya çapında lider olduk. Karamelize şeker katıp tam buğday ekmeği diye satandan, at eşek etini dana eti diye pazarlayana, ucuz ve taklit kozmetikten, insanların ev araba hayallerini kullanarak dolandıranlara, say say bitmeyen uzuuun bir liste.

Bir de bu kadarıyla bile uğraşmadan, sadece hayal satanlar türedi.

Olmayan çiftlikten hisse satan, sanal parayla vurgunun alâsını yapanlar..

Ya telefonla veya binbir şekilde dolandırılanlar...

Hadi ahlâksızlıklarının adına uyanıklık veya kıvrak zeka diyenler kaz yolmada uzmanlaştılar ve yanlarına kâr kaldığı için, her gün geometrik olarak artıyorlar diyelim.

Ya sürekli mağdur olan ve hep yolunan yüzbinlerce kaz nasıl açıklanır?

Aç gözlülük, tamah, emeksiz çok çok çok para kazanma hırsı ,düşünme , sorgulama yetisini kaybetmiş olma  ve tabi çalışarak asla o hayata sahip olamayacaklarını bilmek,sonlarını hazırlıyor maalesef..

Tüketiyoruz çılgınca. 

Maddi her şeyi, ama daha çok inancı. Emeği, hakkaniyeti, adaleti, edebi, güzel olan her değeri...

Aslında geleceğimizi. 

Bu şekilde büyüyen çocukları “ z kuşağı” işte  yakıştırmasıyla, bir yerlere koymaya çalışmayalım boşuna. 

Evet “ z kuşağı “  çocukları teknolojiyle doğan kuşak ve teknolojinin olumlu yanları kadar olumsuzluklarını da ayna gibi yansıtıyorlar. Ama asıl bu yaşam tarzını örnek aldıklarını unutmayalım. Eğitim sistemsizliğinde hiç çaba harcamadan kağıttan farkı olmayan diplomalarla da iyice değersizleştiriliyor emek bu çocuklar için.

Onların içindeki,dijital çağı yakalamak adına kullanmamız gereken  o müthiş potansiyeli , her türlü kırkayaklıkta kullanarak nasıl insanlıktan çıkılır haline dönüştüren bu yapı aslında.

Emeğin kıymetini bilmeyen ve gelecek nesillerine öğretemeyen bir toplum asla kalkınamaz, asla ilerleyemez.
 
En başta siyasilerin ve küçük bir kesimin çılgınca zenginleştiği bu çarpıklık bitmeli. 
İstihdam ve üretim lafta değil, gerçekte hayata geçirilmeli. Kişiye göre, konuma göre eşitsizlikler , kayırmacılık ve yalakalık bitirilmeli..

Keza adalet tesis edilmeden, emek kıymetli olamaz ve tabi insan.

Ve eğitim sistemi baştan sona yenilenip , üretime dönük hale getirilmeli.Elbette değerli hissettirdiğimiz, ama değerini güzel ahlâkından alan nesiller yetiştirme hevesi ve gayretiyle taçlandırılmalı ..

İşte o vakit değişir bu acınası tablo...

İşte o vakit insanca yaşar ve gelecek nesillerimize miras olarak mutluluk bırakabiliriz.. Beraberinde refah içerisinde bir ülke elbette...