"Fikri Hür, Vicdanı Hür, İrfanı Hür Eğitim Çalışanlarının Adresi"
image
27 Ekim, 2022
Bir Uyanış Hikayesi: ÖMK
Bir Uyanış Hikayesi: ÖMK

Mutlu ALABAŞ

Yazdı

(5)

Bir Uyanış Hikayesi: ÖMK

Öğretmenlik Meslek Kanunu, uzun yıllardır öğretmen camiası tarafından beklenen ve istenilen bir kanundu ama bu yıl büyük müjdelerle TBMM'den geçen kanun resmen "Dağ fare doğurdu" atasözünün karşılığı olarak hayatımıza girdi. Öyle ki sadece 1.5 sayfadan ibaret olan bir kanunun öğretmenlerin mesleki hak ve taleplerine cevap vermek için hazırlandığı iddia ediliyordu. Peki ama öğretmenler neden memnun değildi bu kanunun çıkmasına? Hatta neden tepkiliydi? Ne istiyordu öğretmenler? Ne bulmuştu?

Öğretmenlik mesleği bir çok insanın çocukluğunda ve ilk öğrencilik yıllarında karşılaştığı ilk öğretmeni ile hayallerini süsleyen, "Büyüyünce Öğretmen olacağım" sözü ile okula koşa koşa giden insanların severek yaptığı bir meslekti. Ekonomik koşulların yeterli derecede tatminkar olmadığı, Bayrağın dalgalandığı her yerde görev yaparım anlayışıyla öğrencilerine gerek anne babalık gerekse de öğretmenlik yapmayı gönülden isteyenlerin mesleğiydi. Tüm öğretmenlerin en büyük beklentisi kendilerine SAYGI ve DEĞER gösterilmesiydi. Onlar işte bu iki kelimeyi Öğretmenlik Meslek Kanununda bulamadıkları için tepki gösteriyorlardı. Peki onları duyan, anlayan, onlarla empati yapan var mıydı? Doğru ya bu davranış öğretmenlere sadece 24 Kasım Öğretmenler gününde yapılırdı. Gece saat 12 olduğunda masal biter ve öğretmenler gerçek yerlerine dönerlerdi!

Yıllardır öğretmenlerin sendikası, siyasi görüşü, düşüncesi ne olursa olsun ortak şekilde hareket etmesi gerektiğinin altını çizdik. Öğretmenler birlikte hareket ettiğinde sayısal güçlerini niteliğe döndürdüğünde önünde durmasının çok zor olacağını anlattık. Ama öğretmenler yaptıkları sendika tercihlerine bağlı olarak var olan sıkıntıların ve sorunların çözümü için değil çözümsüzlüğü için uğraşan sendikaları yetkili olarak masaya oturttular. Bazı sendikalar, Dünyadaki örnekleri gibi hak aramak için değil eğitim çalışanlarını tepkisizleştirme, konsolide etme ve alıştırma amacıyla hareket ederken bu duruma ses çıkarmadı öğretmenler. Ta ki Öğretmenlik Meslek Kanuna kadar. Bugün bir uyanış yaşanıyor öğretmen camiasında hem de uzun zamandır beklenen haklı bir uyanış.

Öğretmenler sadece sınav sonrası kariyer ve zam vadeden Öğretmenlik meslek kanununa karşı olan, seslerini duyan ve onlar için gerekli tepkiyi ve sendikal eylemleri ortaya koyan sendikaların farkına vardılar. Daha doğrusu sendikaların aslında ne yapması gerektiğini ve neler yapabileceğini anladılar. Bu konuda öğretmenleri duyanlar, onlara değer verenler ve onlara saygı gösteren sendikaların yanı sıra onlara kulak vermeyen, onları anlamayan, onların taleplerine kulak tıkayan sendikalarda teraziye çıkarılıyordu. Hatta üyelerinin sınava girmesi için sınava hazırlık materyalleri hazırlatan bazı sendikalar bunu MÜJDE olarak sunuyordu öğretmenlere. 100 TL'lik soru bankasını bedava veriyoruz diye kampanya yapıyorlardı. Derdi ve önceliği maddiyat olanlar bu sınava da maddiyat ölçüsünde bakıyorlar, öğretmenlerin mesleki uzmanlığını zedeleyecek bu yasaya karşı cılız seslerle karşılık veriyorlardı. Dostlar alışverişte görsün hesabıyla yapılan samimiyetten uzak davranışlar bu kez fark ediliyor ve öğretmenler yanlarında olmayan sendikalardan istifa edip yanlarında olan sendikalara geçiyorlardı.

Bu yüzden bugün yaşanılanlara özel önem veriyorum, işte bu yüzden BİR UYANIŞ HİKAYESİ:ÖMK diye koydum yazımın başlığını. Öğretmenlik Meslek Kanunu içerik itibariyle yetersiz ve istenmeyen bir kanun olsa da yarattığı tepki sonucunda ortaya çıkan uyanış ve birliktelik ruhu anlamında istenilen bir sonuç ortaya koymuştur. Tüm Türkiye tek bir öğretmenler odasına dönmüş sosyal medya paylaşımları ile aynı koltukta çay içip sohbet ediyormuş izlenimi oluşmuştur. Biz HÜRRİYETÇİ EĞİTİM SEN olarak bu süreçte oluşan bu öğretmenler odasının sendika panosunda kendimize yer bulmuş şanslı sendikalardan biriyiz. Biz öğretmenlere ve eğitim çalışanlarına sayı olarak değil DEĞER olarak bakarken onların haklı taleplerine sessiz kalanlardan olmadık. Gönüllere girdik, gönlümüzü açtık. Hoşgeldin öğretmenim Hoşgeldin.