"Fikri Hür, Vicdanı Hür, İrfanı Hür Eğitim Çalışanlarının Adresi"
image
09 Mayıs, 2022
Sevgiye dair…
Sevgiye dair…

Aziz DOĞANOĞLU

Yazdı

(3)

Sevgiye dair…

Sohbetimize sevginin hayatımızın en değerli hazinesi olduğunu ortaya koyan bir sözle başlamak istiyorum. Bilge bir doktor, insana verilecek en iyi ilacın sevgi olduğunu söylemiş. "Ya işe yaramazsa?" diye sormuşlar. Gülümsemiş ve şöyle yanıt vermiş: "O zaman dozu artırın."

Yüce Allah(cc) , Rum Suresi 21. ayette; “Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması, aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O'nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.” Buyurarak, huzurlu bir yaşamın kaynağının sevgi olduğunu bizlere açıkça göstermiştir.

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed(sav)’de bir hadisinde; ”İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de gerçek manada iman etmiş olmazsınız.”(Müslim-Ebu Davud) Buyurarak, gerçek anlamda iman etmenin en önemli şartlarından birinin insanların birbirini sevmesi olduğunu ortaya koymuştur.

Kısaca sevgi kavramını, insanın bir varlığa karşı yakın ilgi ve bağlılığını göstermeye yönelten bir duygu, hayatın kendisi ve âlemin var oluş sebebidir diye ifade edebiliriz.

Hiçbir şey insanı sevgi kadar güzel yaşatamaz. Sevgiyi önce kendi içimizde yaşamalı, sonra başkalarına hissettirmeliyiz.

En büyük sevgi, Yaradan’a olan sevgidir. O'nun olduğunu, O'nun yaratıcılığını, O'na teslim olmayı öğrenirsek hayatımız anlam kazanır.

Yunus'un; "Yaratılmışı severim Yaradan’dan ötürü." Dediği gibi sevmeli ve sevgimize sahip çıkmalıyız.

Yüce Yaradan’dan sonra en çok anne ve babamızı sevmeli, en çok onlara saygı göstermeliyiz.

Çünkü onlar aracılığıyla dünyaya geldik. Bebeklikten çocukluğa, gençliğe ve yetişkinliğe kadar yetişmemiz süresince bize sabreden, besleyen, eğiten ve yetiştiren anne ve babamızdır. Anne ve babanın üzerimizde büyük hakları, büyük emekleri vardır. Hani derler ya, “yemedik yedirdik, giymedik giydirdik”,  gerçekten de öyledir; ne yazık ki pek çoğumuz evlenip çocuk sahibi olduğumuzda bunu fark ederiz. Hastalandığımızda, sabahlara kadar başımızda bekleyen, başımıza kötü bir şey gelmesin diye üzerimize titreyen, dualar eden anne ve babamızdır. Onları kırmamak, üzmemek; yaşlandıklarında, ihtiyaçlarını karşılamak ve onlara yardımcı olmak en önemli görevlerimizdir. Onlara of bile dememeliyiz. Büyüklerimiz için en iyi huzur evi, çocuklarının evidir.

Gün gelecek, çocuklar da anne, baba olacak; sizler, anne ve babalarınıza nasıl davranırsanız çocuklarınız da sizlere o şekilde davranır. Çocuklarınızın size, saygısız, kaba ve mesafeli davranmasını ister misiniz?

Allah insanların birbirinden ayrı ayrı değil, birlikte yaşamalarını istediğinden, her birine kendi ihtiyaçlarını değil; hepsi için gerekli olan şeyleri ilham etmektedir. İnsanlar kendilerini düşünerek yaşıyor gibi görünse de, hakikatte onları yaşatan tek şey sevgidir. Kim severse Allah’a yaklaşır; Allah’ da ona yaklaşır. Çünkü sevgiyi yaratan ve insanların kalplerine yerleştiren O’dur!"

Sevginin gücünü daha iyi anlayabilmek için kısa bir hikayeyle devam edelim. Yıllar önce 40 çocuğun olduğu bir sınıfta yapılan zekâ testi sonucunda 2, en fazla 3 öğrencinin akademik kariyer yapabileceği sonucuna varılıyor. 20 yıl sonra aynı öğrencilere ulaşan araştırma ekibi tam tersi bir sonuçla karşılaşıyorlar. Öğrencilerin 38’nin akademik kariyer yaptığını, 2 öğrencinin de lise mezunu olduğunu ve tüm öğrencilerin iş sahibi olduğunu, çoğunun da önemli görevlere geldiklerini tespit ediyorlar. Öğrencilere bunu nasıl başardıklarını sorduklarında hepsinden gelen cevap aynı, bir o kadar da manidardır: “Bizim harika bir öğretmenimiz vardı.” Bunun üzerine öğretmeni bulup bunu nasıl başardığını soruyorlar. Öğretmen iki maddeden oluşan ibretlik, ders alınacak bir cevap veriyor…

1. Ben her gün, her öğrencimi karşılıksız,  sonsuz bir sevgiyle hissederek ve hissettirerek sevdim.

2. Yine her gün hayat yolculuğunun düz yolda yapılan bir yolculuk olmadığını, inişler ve yokuşların olduğu, çoğunlukla engellerden oluşan bir yolculuk olduğunu ve karşılaşacakları zorluklar karşısında asla vazgeçmemelerini öğütledim.

Boşuna dememişler, “bir insanın hayatındaki en büyük şans sevgi dolu, iyi bir öğretmene denk gelmektir”, diye…

Sevgi emek ister, sevgi fedakârlık ister. Selvi Boylum Al Yazmalım filminden hepiniz hatırlarsınız hafızalarımıza kazınan o repliği. Sevgi neydi? Sevgi emekti…

Sevdiği adamın ihanetine uğrayan Asya gün gelir İlyas ve kendisi ile çocuğuna kol kanat geren Cemşit arasında bir seçim yapmak zorunda kalır. ''Sevgi neydi?'' diye sorar kendisine. Sorunun yanıtını bulunca da emeğin yanında saf tutar ve Cemşit’i seçer.

Günümüz toplumunda sevgi, sevilecek bir obje peşinde koşmak olarak anlaşılsa da, gerçek anlamda sevgi, verilen emekle ölçülür.

Yeryüzünün en güzel duygusudur bence sevgi… Sevgi varsa; tasa, dert gibi şeylerin üstesinden gelir insan. O bir yumak gibi sarınca her şeyi, insanı her türlü kötülükten alıkoyar.
Sevginin olmadığı yerde kötülük vardır. Savaşlar sevginin olmadığı toplumlarda çıkar. Yoksa tek başına sevginin gücü yeryüzüne barışı getirmeye yeter.

Hintli şair Sri Chinmoy Ghose’un şu sözü ne kadar anlamlı; ”Sevginin gücü, güce olan sevgiyi yendiğinde, dünya barışı tanıyacak.”

Simyacı’nın yazarı Coelho’nun deyişiyle; “bilgelik, tecrübe ve zaman insanı olduğundan farklı birine dönüştürmez. İnsanı olduğundan farklı birine dönüştüren tek şey sevgidir.”

Hayat aslında sevgiyi öğrenme sürecidir.  Birbirimizi sevebiliyor muyuz? İşin sırrı sevgiyi yaşamak ve yaşatabilmekte.  Unutmayın ki içinizde Sevgi yoksa başka şeylerin hiç önemi yoktur, hem de hiç!

Sevgiyle kalın…

Aziz Doğanoğlu

Değerler Eğitimi Nedir, Neden Önemlidir?

14 Nisan, 2022