"Fikri Hür, Vicdanı Hür, İrfanı Hür Eğitim Çalışanlarının Adresi"
image
10 Nisan, 2022
Üniversite Çalışanlarının Yasal, Kurumsal ve Sendikal Beklentileri
Üniversite Çalışanlarının Yasal, Kurumsal ve Sendikal Beklentileri

Birol KALENDER

Yazdı

(1)

Üniversite Çalışanlarının Yasal, Kurumsal ve Sendikal Beklentileri

Milli Eğitim Bakanlığı ve Yüksek Öğretim Kurumları yasal mevzuat gereğince Eğitim İş Kolu içerisinde değerlendirildiğinden birlikte örgütlenmek zorunda kalmıştır.

Eğitim İş Kolumuzdaki sendikaların yönetimlerine, söylemlerine ve eylemlerine baktığımızda, üniversiteler hep ihmal edilmiş, üniversite çalışanlarının sorunları ve talepleriyle ilgili birkaç kez cılız sesler yükselmiş, laf olsun diye yapılan birkaç küçük eylem dışında hiçbir çalışma yapılmamıştır.

Eğitim İş Kolundaki sendikaların tüm enerjilerini, hedeflerini, söylem ve eylemlerini öğretmenler üzerinden yapmaları sebebiyle akademik personelinden idari personeline kadar tüm üniversite çalışanlarında Eğitim İş Kolunda öğretmenlerin birkaç adım gerisinde kalındığı düşüncesi bulunmaktadır.

Sendikaların genel merkez yönetimlerinde en az iki – üç tane üniversite kökenli yöneticinin bulunması, “Üniversiteler Sekreterliği” adında birimin oluşturulması üniversite çalışanlarını üvey evlat muamelesinden kurtulmasını sağlayacaktır.

Her ilde en az bir olmak üzere Türkiye’de toplam 131 devlet üniversitesinin varlığıyla övünen hükümet nezdinde, akademik ve idari olmak üzere yüzbinlerce çalışanı bulunan üniversitelerin, yasal mevzuat çerçevesinde ayrı bir İş Kolu olarak kabul edilmesi bizlerin en büyük isteği ve idealidir.

Çağdaş uygarlık ve eğitim – öğretim esaslarına dayanan bir düzen içinde; kendi ihtisas gücü ve maddi kaynaklarını rasyonel, verimli ve ekonomik şekilde kullanarak, ülkemizin ihtiyacı olan dallarda ve sayıda insan gücü yetiştirip, toplumun eğitilmesi, ülkemizin bilimsel, kültürel, sosyal ve ekonomik yönlerden ilerleyip gelişmesini sağlayabilmek için uygun meslek elemanlarının yetiştirilmesine ve bilgilerinin gelişmesine katkıda bulunmak gibi görevleri olan üniversitelerimiz, 14.7.1965 tarihinde çıkarılan 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu, 04.11.1981 tarihinde çıkarılan 2547 Sayılı Yüksek Öğretim Kanunu ve 11.10.1983 tarihinde çıkarılan 2914 Sayılı Yüksek Öğretim Personel Kanunu ile yönetilmektedir.

Bu Kanunlar; üniversitelerin yönetim biçimlerini, ana ilkelerini, genel eğitim şeklini, personelin özlük haklarını ve durumlarını belirlemektedir.

Üniversitelerimiz bakanlıklar veya diğer bazı kamu kurumlarından farklı olarak birden fazla kanunla yönetilmekte, Cumhurbaşkanı tarafından kurum içerisinden ya da dışarısından doğrudan atanan rektörlerin, yönetim kadrolarına çoğunlukla yöneticileri dışarıdan ithal ettiği eğitim – öğretim kurumlarıdır.

2547 Sayılı Yüksek Öğretim Kanununun ilk maddesinde, kanunun amacı “Yüksek öğretim ile ilgili ilkeleri belirlemek, Türkiye Yüksek Öğretim Kurulu ve yüksek öğretim kurumlarının kuruluş, görev, eğitim-öğretim, çalışma usul ve esaslarına, bu kurulda ve yükseköğretim kurumlarında çalışan akademik ve idari personel ile yükseköğretim kurumları öğrencilerine ilişkin hususları düzenlemektedir” denilmekte, ayrıca “Bu Kanun, Türkiye Yükseköğretim Kurulu ile yüksek öğretim kurumlarını ve bu kurumlarda çalışan personel ile yükseköğretim kurumları öğrencilerini kapsar” şeklinde devam etmektedir.

2547 Sayılı Kanunun daha ilk maddesindeki “yükseköğretim kurumlarında çalışan akademik ve idari personel” ayrıca “bu kurumlarda çalışan personel” ifadeleriyle hem varlığı hem de eşitliği kabul edilen idari personeller, kanunun devam eden bölümlerinde mali haklar açısından tümüyle yok sayılmıştır.

Öğrenci, akademik ve idari personellerden oluşan üç paydaşın bir arada bulunduğu üniversitelerimizde; küreselleşen dünyayı, gelişen bilim ve teknolojiyi, her geçen gün daha da önemle üzerinde durulan demokrasi ve insan hakları ile kurum çalışanlarının sosyal ve özlük haklarını dikkate aldığımızda, mevcut eğitim ve yönetim şeklinin değiştirilmesi kaçınılmaz bir sonuç olarak ortaya çıkmaktadır.

Mevcut Yüksek Öğretim Kanununun değiştirilmesi gerektiği hem hükümet, hem de sendikalar tarafından sıklıkla dile getirilmektedir. Hatta geçtiğimiz yıllarda bununla ilgili bir çalışma yapılmış, ancak Yüksek Öğretim Kanunu taslağı olmaktan öteye gidememiştir.

Kısaca özetlemeye çalıştığım mevcut 2547 Sayılı Yüksek Öğretim Kanununda idari personeller açısından yaşanılan aksaklıkların giderilebilmesi için Yüksek Öğretim Kanununun içerisine eklenmesini ya da ileride çıkabilecek olan yeni yüksek öğretim kanununun içerisinde yer almasını arzu ettiğim hususlar ise:

1. Yüksek Öğretim Kanununda idari personellerin mali konularda bu kanuna tabi olmalarının sağlanabilmesi için kanun metnindeki “üniversite öğretim elemanları” ifadesinin yerine “üniversite çalışanları” ifadesinin konulmasıyla, idari personellerin Üniversite Tazminatı ve Üniversite Eğitim - Öğretim Tazminatından faydalandırılmaları sağlanmalıdır.

2. Üniversitelerde idari personeller için Uzman Yardımcılığı ve Uzmanlık kadrolarının verilmesinin sağlanarak idari uzmanlıkların önü açılmalıdır.

3. Mevcut 2547 Sayılı Kanunun uygulaması niteliğindeki 2914 sayılı Yüksek Öğretim Personel Kanunu sadece üniversite öğretim elemanlarını içermektedir. Üniversitelerde çalışan idari personellerin de bu kanun kapsamına alınabilmesi için 2914 sayılı Kanunun özellikle ilk iki maddesinin değiştirilerek, bu maddelere “üniversite çalışanları” ya da “üniversite idari personelleri” ifadelerinin konulması ve kanunun idari personelleri de kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.

4. Üniversitelerde idari personeller için tahsis edilmiş olan kadrolara hiçbir şekilde ve hiçbir sebeple akademisyenlerin atanamayacağı kanunda kesin bir dille ifade edilmelidir.

5. Rektör Yardımcılıkları ve Dekan Yardımcılıklarından en az bir tanesinin Rektörlük ve Dekanlıklardaki idari görevleri yerine getirmek üzere önceden belirlenmiş kriterleri sağlayan idari personeller arasından atanması kanun metnine konulmalıdır.

6. Genel Sekreter ve Fakülte Sekreterlerinin yine önceden belirlenmiş kriterleri sağlayarak aday olan idari personeller arasından seçimle belirlenmesi ilkesi kanunla getirilmelidir.

7. Üniversitelerarası Kurul, Üniversite Senatosu, Üniversite Yönetim Kurulu ve Fakülte Yönetim Kurullarında idari personel temsilcilerinin oy haklarıyla birlikte kesinlikle bulunmaları kanunla sağlanmalıdır.

8. Mevcut Kanundaki 13/b-4 maddesinin uygulamasında yaşanılan keyfiyetlerin ve bu maddenin cezalandırma aracı olarak kullanılmasının önüne geçecek düzenlemeler yapılmalıdır.

9. Kanunun Tanımlar Bölümünde Üniversitelerde çalışan her idari personeli kapsayacak şekilde görev tanımları net olarak ayrı ayrı ifade edilmelidir.

10. Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Sınavlarının açılmasında ve kadroların ilan edilip edilmemesindeki keyfiyetlerin kaldırılması sağlanmalıdır.

Yukarıda sıralanan isteklerimizin hayata geçirilmesi; idari personellerin kurumsal aidiyet duygusunu artırmakla beraber, hem özlük hakları, hem de kurumsal hak ve menfaatlerinin korunması açısından çok büyük önem ve zorunluluk arz etmektedir.

Sendikamızca; üniversitelerdeki varlığımızın hem göstergesi, hem teminatı, hem de sosyal, kültürel ve özlük haklarımızın korunup, devamlılığının sağlanacağını düşündüğümüz bu beklentilerimizin gerçekleştirilmesi hususunda gereken çabanın ve özenin gösterileceğine inancımız sonsuzdur.