"Fikri Hür, Vicdanı Hür, İrfanı Hür Eğitim Çalışanlarının Adresi"
image
11 Mayıs, 2024
ÖĞRETMENLERDEN SONRA ÜNİVERSİTE AKADEMİSYENLERİ DE  YETERLİ GÖRÜLMÜYOR OLSA GEREK!
ÖĞRETMENLERDEN SONRA ÜNİVERSİTE AKADEMİSYENLERİ DE  YETERLİ GÖRÜLMÜYOR OLSA GEREK!

Emel AKPINAR

Yazdı

(1)

ÖĞRETMENLERDEN SONRA ÜNİVERSİTE AKADEMİSYENLERİ DE YETERLİ GÖRÜLMÜYOR OLSA GEREK!

ÖĞRETMENLERDEN SONRA ÜNİVERSİTE AKADEMİSYENLERİ DE

YETERLİ GÖRÜLMÜYOR OLSA GEREK!

Öğretmenlik Meslek Kanununun (Ömk) Revizyonunu Eğitim Akademileri Açısından İncelenmesi

1973 yılında Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 43. Maddesinde "Devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleği" olarak tanımlanan öğretmenlik mesleği ve bu mesleği icraa eden kişi olarak gösterilen öğretmenin, özellikle son 12 yıldır, bitmiyor görünen ve hissedilen çilesi.

Yıllarca ülkenin en kalabalık meslek gruplarından olan öğretmenlik mesleğini temsil eden, hak ve sorumluluklarını takip edebilecek bir Öğretmenlik Meslek Kanununun (ÖMK) düzenlenmesi gerektiğini anlatmaya çalıştı öğretmenler kendi bakanlıklarına.

Nihayet Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) eğitim ve öğretim hizmetlerini yürütmekle görevli öğretmenlerin atamaları ve mesleki gelişimleri ile kariyer basamaklarında ilerlemelerini düzenlemek amacıyla 14 Şubat 2022 tarihli Resmi Gazete yayımı ile yürürlüğe girdi. Ancak kanunu eline alan öğretmenler, akademisyenler ve konu ile alakalı hukukçular şaşkınlıklarını gizleyemediler. Çünkü en basit bir apartman yönetimi için hazırlanan Kanun 5 sayfa iken, koca öğretmenlik mesleğini temsil etmesi gereken ÖMK sadece 1 buçuk sayfadan ibaretti.

İçeriği boş, sığ, yetersiz… Meslek yeterince tanımlanmamış, öğretmenin hak ve sorumluluk sınırları çizilmemişti. Dönemin bakanı, Mahmut Özer tarafından “40 yıllık rüya” olarak tanıtılan Yetersiz ÖMK, eğitim camiası tarafından kabul edilmedi. Hatta sendikaların konu ile ilgili çalışmaları neticesinde ülke çapında ciddi miting ve eylemlere sebep oldu.

O günden itibaren gelinen şu ana kadar eğitimciler gerek sosyal medyada, gerek sahalarda, okullarda, öğretmen odalarında “ÖMK’nın Revize Edilmesini” ve “Yeni bir ÖMK’nın Gerekliliğini” vurguladılar.

Öğretmenler haklı sitemlerinden 2 yılı aşkın bir süre vazgeçmeyince bakanlık elbette kayıtsız kalamadı.

Yeni bir ÖMK hazırladı. Yeni ÖMK’mız bu hafta TBMM’e sunulacak..  Söz konusu olan “Yeni ÖMK” hakkında ortaya atılan duyumlar, öngörüler… Öğretmenleri yine yıkmış ve onların sıkıntılarını anlatmaya yönelik isyan seslerini yükseltmiştir. Öğretmenler hep bir ağızdan soruyor;

Sayın Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığımız ve çok çok çokkkk Sayın Bakanımız Yusuf Tekin biz eğitimciler ve eğitim ilgilileri #YeniBirÖmkMümkün derken, öğretmen haklarını koruyan, öğretmeni kollayan, yaşamını güvenlikli ve korunaklı geçirmesini sağlayan bir yasayı kastetmiştik.

Kabul edilmesi muhtemel yeni ÖMK’da var olduğu iddia edilen Rotasyondan, Eğitim Akademilerine kadar birçok mevzunun öğretmenin işini zorlaştırmaktan başka bir işe yaramayacağı aşikârken;

** Eğitim fakültelerinin en az 4 yıl eğitip, öğretmen olarak atadığı bireyi ( öğretmen bile yazamadım, eğitim fakültesinden “öğretmen” meslek sıfatı ile mezun olan kişiye ) 4 yıl akademik eğitime alacağız derken kimi? Hangi kesimi zengin etmeyi planladınız?

** Eğitim fakültesi profesörlerinin, doçentlerinin eğitip, mezun ettiği öğretmeni, yeterli bulmayıp akademi eğitimine almak nasıl bir sistem önerisi?

** Bu bağlamda eğitim fakültesi profesörlerinin, doçentlerinin ve doktorlarının yani eğitim fakültesi akademisyenlerinin de mi yetersiz olduğunu düşünülüyor?

** Eğitim fakültesi akademisyenlerine her 5 yılda bir #mülakat getirin mesela, sizden olmayanı “pardon” yetersiz olanları atın fakültelerden, ya da alın onları 4 yıllık akademik eğitime sizden oluncaya kadar, “pardon” yeterli oluncaya kadar asgari ücreti verip eğitin/yetiştirin/çalıştırın.

** Eğitim fakültesi profesörleri, doçentleri, doktorları yani akademisyenlerinden daha üstün, daha yetenekli, daha yeterli eğitimciler mi akademilerde mezun öğretmenleri eğitecek?

** Akademilere ikame, Hizmetiçi Eğitim Uygulamaları var, sayıları arttırılsın. Öğretmen sürekli yıl sabitlemesi olmadan, Hizmetiçi Eğitimlere tabi tutulsun..

** Akademi kurup 4 yıl ülke kaynaklarını bir taraflara aktarmak ve sonuçtan verim almamak sizin de içinizi sızlatmıyor mu?

** Eğitim fakültelerini kendi branşlarında başarı ile bitirmiş öğretmenlere akademilerde verilecek eğitimlerin içeriği ne olacak?

** Kime yeterli etmeye çalışıyoruz öğretmenleri? Bu arada asıl yapmaları gereken öğretmenlik mesleğine heves ve enerjileri kalacak mı? 

** Bu yanlışı durdurmaya kimin gücü yeter?

Biz bu soruları kime soralım, bizi kim dinler, girilen yanlış yoldan dönülmesi gerektiğini kimle konuşursak anlatabiliriz.

Eğitimciyiz biz, Bu Kararlar Alınırken, Gerçek Öğretmen Sendikalarını (Yandaş ve Herhangi Bir Partinin Sözcülüğünü Yapanların Dışındaki Sendikaları Kastediyorum),  Gerçek öğretmen odalarını, görevi sizi övmek olan kıymetli öğretmenlerimiz dışında, “bir durun bakın alınan kararlar yanlıştır” diyen herhangi, çıkarsız, vatan, eğitim taraftarı gerçek bir öğretmeni dinlediniz mi?

Sayın Bakanlığım ve Çok Çok Çokk Kıymetli Bakanım … Durun !

Bu ülke çocuğu, fakülteleri kolay kazanmıyor, o üniversitelerde kolay okumuyor… Bu çocuğun anası babası, evladının mürüvvetini görmek ve tabiri caizse “hayatını kurtarmış” olmayı diliyor. Gençlerin heveslerini kırarak, onları aşağılayacak uygulamalara sokarak, Milli Eğitimde nasıl bir ilerleme sağlamayı Umuyorsunuz?