"Fikri Hür, Vicdanı Hür, İrfanı Hür Eğitim Çalışanlarının Adresi"

Ana SayfaGüncelTüm Türkiye'de Hür İrade İle İş Bıraktık

Tüm Türkiye’de Hür İrade İle İş Bıraktık

“Mesleğimizin Onuru, Çocuklarımızın Geleceği İçin” HÜR iradeyle tüm Türkiye’de iş bırakıp, eğitim çalışanlarının sesini ve taleplerini kamuoyuna iletmek için vatanın dört bir yanında alanlardaydık.  Eylemlerimiz ile tüm illerde HÜRRİYET ateşi yaktık. 

Yurdun her tarafında yapılan eylemlerde hür yüreklere seslendik;

Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür, değerli meslektaşlarımız;

Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun meslek itibarımıza yakışır olması ve Kariyer Basamakları Sınavı’nın iptali için aylardır sesimizi yükseltiyor ve her platformda mücadele ediyoruz. Türk Milli Eğitim sisteminin ve öğretmenlerimizin makûs talihini değiştirmemiz artık kaçınılmazdır. 

Milli Eğitim Bakanlığında Sayın Bakan Mahmut Özer'in selefi döneminde eğitimde ehliyet ve kaliteyi olabildiğince ön plana çıkaracak detaylı bir öğretmenlik meslek kanunu çalışması yapıldığı defaatle dönemin Bakanı tarafından ifade edilmesine rağmen iki sayfalık ve 12 maddeden ibaret kadük bir kanunla karşı karşıya kaldık. Eğitim çalışanlarından ve kamuoyundan gelen tüm haklı tepkilere rağmen mesleğimize hakaret niteliğinde bir “Öğretmenlik Meslek Kanunu” hazırlanmış ve paydaşların fikri alınmadan oldubitti mantığıyla alelacele kanunlaştırılmıştır. Öğretmenlik mesleğini bir iki yetersiz ekonomik maddeye indirgeyen ucube Kanun’dan geri adım atılmaması üzerine 13 eğitim sendikası Ankara’da bir araya gelmiştir.

Bu sendikalarımızın 14 Ekim’de yaptığı toplantıda ÖMK’nin geri çekilmemesi ve eğitimin bazı kronikleşen sorunlarına hâlâ çözüm getirilmemiş olmasına karşı sessiz kalınamayacağı konusunda ortak hareket etme kararı alınmış ve kamuoyuna açıklanmıştır.

Buradan hareketle; biz eğitim sendikalarının üye ve yöneticileri olarak personel rejimine dair tek bir kelimenin geçmediği, mesleki hak ve kazanımlarımıza bir getirisi olmayan aksine mesleki itibarımıza büyük bir tehdit unsuru olan Öğretmenlik Meslek Kanunu’na karşı harekete geçtik.

Hepinizin bildiği gibi teslim edilmesi gereken haklarımızı; yeni ve keyfi şartlara bağlayan, eğitim ve mesleki gelişime hiçbir katkısı olmayan, ezbere dayalı bir sınav sonucunda zaten ücretli, sözleşmeli, kadrolu olarak ayrıştırılmış olan biz öğretmenleri yeni sıfatlarla bir kez daha ayrıştıracak olan okullarda çalışma barışını bozacak ve öğretmenin mesai saati dışındaki vaktini de gasp etmeye niyetli bu kanun, sadece eğitim çalışanları açısından değil tüm eğitim sistemi açısından da büyük bir tehdittir.

Bizler birer öğretmen sorumluluğuyla sadece bu kanuna karşı değil ülkemizin geleceği, çocuklarımız, onurumuz, eğitimde ehliyet adına sesimizi yükseltiyor; irade ortaya koyuyoruz.

Taleplerimiz gayet açıktır:

-​Atılması gereken ilk ve zaruri adım, 19 Kasım’da yapılacak olan Kariyer Basamakları Sınavı’nın behemehâl iptal edilmesidir.  Çünkü bu sınav öğretmenlerimizi toplum nazarında alelade bir meslek örgütü olarak göstermektedir. Akabinde ise bizlere, eğitim paydaşlarına, hiç danışılmadan hazırlanan ve içeriği itibarıyla sırtımızdaki yükü daha da artıracak olan Öğretmenlik Meslek Kanunu geri çekilmeli ve eğitim sendikalarının, eğitim çalışanlarının ve toplumun görüşlerinin de yer alacağı şekilde yeni bir kanun hazırlanmalıdır. 

-​Ülkemizdeki gerçek enflasyonla eğitim çalışanlarının alım gücünün ne kadar düştüğü kamuoyunun malumudur. İnsanlık onuruna yaraşır, yaşamak için yeterli ücretler alarak çalışmak anayasal bir haktır ve ay sonunu getiremeyen, kirasını ödeyemeyen, faturalarını ödemekte zorlanan bir eğitim çalışanının mesleğini sağlıklı şekilde yapabilmesi mümkün değildir. Tüm eğitim çalışanlarının yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret artışına ilişkin düzenlemeler yapılmalı ve 1. dereceye gelmiş tüm kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge düzenlemesi muhakkak yapılmalıdır. Ayrıca eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneği, ayrım gözetilmeksizin tüm eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ödenmelidir.

-​Sosyal devlet ilkesi gereği, tüm eğitim çalışanlarına giyim, ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılmalı ve aile, çocuk yardımı tutarları iyileştirilmeli, vergi dilimi adaletsizliğine son verilmelidir.

-​Öğrencilerimize öğretebileceğimiz en büyük değerlerden biri adalet iken eğitimin çalışanlarının bu değerden yoksun hale gelmesi asla kabul edilemez. Mülakatın olduğu yerde liyakat olmaz. Kamuda mülakat uygulamasına derhal son verilmeli, her kadro hak edilerek alınmalıdır.

-​Eğitim anayasal bir haktır ve bu hakkın ayrılmaz parçası olan barınma, beslenme ve ulaşım konusunda sosyal devletin bir varlık göstermemesi kabul edilemez. Öğrencilerimizin tüm bu hakları devlet güvencesine alınmalı ve bu insanî ihtiyaçlar karşılanmalıdır.

-Öğretmenlerimizin içinde bulunduğu ekonomik çıkmazdan ve şiddet sarmalından kurtulması akabinde haklarını yüksek sesle ulusa duyurması için her türlü anayasal haklarını kullanmasını zaruridir.

 Bu taleplerimizin yerine getirilmesi için, üretimden gelen gücümüzü kullanarak uyarı niteliğinde bir eyleme imza atıyor ve bugün, 2 Kasım’da, 1 gün süreyle iş bırakıyoruz.

Türk Milli Eğitim sistemi ve “Öğretmenlik Meslek Kanunu” dünya standartlarını yakalayana kadar mücadele ve her türlü eylemsellik sendikal hakkımızdır. Sizlerin de hakları için verdiğimiz bu mücadeleye, omuz vereceğinizi umuyoruz.

Haklıyız, vazgeçmeyeceğiz!

Birlikte mücadele ederek birlikte başaracağız!

“Şimdi birlik zamanıdır!” diyoruz.