Teröre karşı suskun kalan sendikalar, yalnızca kendi üyelerine değil, bu ülkenin geleceğine de ihanet etmektedir. PKK’nın eli kanlı bir terör örgütü olduğu gerçeği tartışmaya açık değildir. Bu örgüt, öğretmenlerimizi, polislerimizi, askerlerimizi ve masum vatandaşlarımızı acımasızca katletmiştir. Eğitim sendikalarının bu gerçeği görmezden gelmesi ya da terör örgütünün propagandasına sessiz kalması kabul edilemez!
Eğitim sadece ders kitaplarından ibaret değildir; aynı zamanda vatan sevgisini, millet bilincini ve insan haklarını öğretmektir. Ancak bazı sendikalar, terörist başının medya önüne çıkarılmasına, terör eylemlerinin meşrulaştırılmasına ve PKK propagandasına karşı sessiz kalarak bu bilinci ayaklar altına almaktadır. Sessizlik, bir duruş değil, bir zafiyettir!
Şehit ve gazi yakınlarını, asker ve polis eşlerini üyeleri arasında barındıran sendikalar, en azından kendi üyelerinin hassasiyetine saygı duymalıdır. Ülkemizin geçmişinde, PKK’nın saldırılarında şehit edilen öğretmenlerimiz vardır. Bugün onların meslektaşları olan bizler, şehitlerimizin hatırasına sahip çıkmalı, suskunluk yerine yüksek sesle tepki göstermeliyiz.
Eğitim camiasının ve ülkemizin güvenliğini tehdit eden unsurlara karşı durmak, yalnızca güvenlik güçlerinin değil, biz eğitimcilerin de sorumluluğudur. Çünkü terör, eğitimin doğrudan bir konusudur. Şehit öğretmenlerimiz bunun en büyük kanıtıdır. Eğitim sendikaları, teröre karşı net bir duruş sergilemediği sürece, vatansever öğretmenler için bir çatı olmaktan çıkacaktır.
Şehit aileleri, asker-polis eşleri ve vatanını seven öğretmenler için bu sessizlik büyük bir hayal kırıklığıdır. Çünkü sessizlik, bir nevi kabullenme ve normalleştirme anlamına gelir. Oysa bu ülkenin değerlerine bağlı öğretmenler olarak hepimiz, teröre ve terör destekçilerine karşı durmalıyız!
Artık terörü lanetleyen, ülkesinin ve milletinin yanında saf tutan sendikalar yükselmelidir. Suskun kalanlar ise tarih sayfalarına büyük bir utançla not edilecektir.