Genel Başkanımız Levent Kuruoğlu, Genel Sekreterimiz. Ali İhsan Hasanpaşaoğlu, Genel Başkan Yardımcımız Gökhan Öztürk, Karabük İl Temsilcimiz Nural Kuyrukcu, Düzce İl Temsilcimiz Sevim Şenoğlu ve Ankara il yöneticimiz Aziz Doğanoğlu, Hürriyetçi Eğitim Sen Bolu İl Temsilciliğimizin düzenlediği akşam yemeğinde üyelerimizle bir araya geldiler.
Programın açılış konuşmasında İl Temsilcisi Uğur Pekcan sendikanın yaklaşık 2 ay önce kurulmasına rağmen çok kısa sürede şube olunacak üye sayısına yaklaştıklarını ve ilçelerde de en kısa sürede sendikanın temsilciliklerinin oluşturulacağını ifade etti.
Katılımcılarla sohbet havasında geçen programda, üyelerden Ayla Ceren’in kısa ama duygusal konuşması büyük beğeni aldı. Ayla Öğretmen; sendikacılık yaptıklarını iddia eden yapıların artık çalışana hizmet etmediklerini, burada bulunan tüm öğretmenlerin Hürriyetçi Eğitim Sen'e üye olarak o yapıları protesto ettiklerini belirterek bu cesur davranışları için onları tebrik etti.
Genel Başkanımız Levent Kuruoğlu daha sonra üyelerden gelen soruları cevapladı.
Hürriyetçi Eğitim Sen Genel Başkanı Levent Kuruoğlu konuşmasında, "Türkiye'de eğitimde yüzde 70 oranında bir sendikalaşma noktasına gelinmiş ki bu Avrupa'nın da üzerinde ama toplu sözleşmeye gelince yüzde 3'e imza atıp kalkmışlar. Bir ring var. O ringin 4 köşesini 4 yapı tutmuş ve diyorlar ki 'biz şucuyuz', 'biz bucuyuz'. Aralarında kavga ediyorlarmış gibi görünüyorlar ama aslında etmiyorlar. Siyasi iktidarla değiştikçe hangi ring köşesinin güç oranının değişeceği de değişiyor. 20 yıl önce başka bir sendika vardı güç merkezi, bugün başka bir sendika var güç merkezi. Yarın da aynısı olacak, 'Devir bizim devrimiz' diyecekler. Güç merkezinin değişmesi son 30 yılda bizi her geçen gün geriye götürüyor. Biz hizmetlimizden başlayarak, üniversitedeki akademisyenimize kadar var olma sebeplerimizi kaybediyoruz. Mevcuttaki yapılar sendikacılık dışında her türlü işi yapar hale dönüşüyorlar. Bu sıkıntıları görünce Türkiye'nin her yerinden aradılar ve Türkiye'nin yeni bir sendikaya ihtiyacı olduğunu söylediler. Cümle buydu; yeni bir sendikaya ihtiyaç var. Onlara dedim ki Türkiye'nin yeni bir sendikaya değil yeni bir zihniyete ihtiyacı var. Biz zihniyetimizi değiştirmediğimiz sürece yeni bir sendika oluşturmanın anlamı yoktur dedim ve oturduk Türkiye'nin muhtelif yerlerindeki arkadaşlarımızla sohbet ettik ve ülkenin her yerinden insanlar buna katkı sağladılar. Eleştirmediğiniz yerde, eksiği söylemediğiniz yerde, yanlışa karşı durmadığınız sürece kimi koyarsanız koyun yanlış yapar. Belli bir zaman sonra o işin cazibesine kapılır. Benim size söyleyeceğim şey şudur: Bir gün biz iyi bir şey yaparsak beni arayıp teşekkür etmeyin bu benim işimdir ama yanlış yaparsam lütfen arayın ve yanlışımı söyleyin. Buradaki arkadaşımız da başka biri de yapsa söyleyin ve eleştirin." diye konuştu.