"Fikri Hür, Vicdanı Hür, İrfanı Hür Eğitim Çalışanlarının Adresi"

Ana SayfaGüncelKOKUŞMUŞLUĞA, YOZLAŞMAYA DAHA FAZLA İZİN VERİLEMEZ!

KOKUŞMUŞLUĞA, YOZLAŞMAYA DAHA FAZLA İZİN VERİLEMEZ!

Sendikacılık, işverene karşı hak edileni alma mantığı üzerine yapılır. Sendikaları, “kanarya sevenler derneği” ya da “işvereni kurtarma” aygıtı olarak görmek, “pastadan hak edileni alma” temelinden bizleri uzaklaştırır. O durumda, kurunun yanında yaş da yanar misali, “hak ettiğimizi değil, müstehak olduğumuzu” alırız tabii olarak! Bu da, kendi ellerimizle hazırladığımız bir acı sonuç olur. Kime sorsanız, sarı sendikacılıktan nefretini ifade eder; ancak bu yaklaşıma rağmen sarı sendikacılık 2 milyona yakın üye ile desteklenmektedir. Kimseyi itham etmek için söylemiyorum ama ortada duran koca bir sarı sendikacılık gerçeğini görmezden gelerek bir mesafe alabilmek artık imkânsız hale gelmiştir. Bu hale gelmemizin birçok sebebi vardır elbette. Bunlar; arkadaşlık grupları, idareye karşı olmanın negatif etkileri, “aman huzurum kaçmasın”, “nasıl olsa birileri yapar” mantığı, iktidarın idareci olmak, tayin vb. şeylerde avantaj sağlaması, öğretmense haftalık ders programı iyi olsun, boş gününe nöbet konmasın vb. birçok sebeptir. İlginç olan ise tüm bunlara rağmen hemen hemen herkesin adalet kavramına yürekten inanıyor olmasıdır. Çok büyük bir tenakuz değil mi? Tüm bunların insani kaygılar olduğunu da biliyorum; ancak gerek sendikal mücadeleyi gerekse ahlaki tüm değerlerimizi ayaklar altına alan da maalesef bu sarı sendikalardır. Üye yapmak adına insanları inandığı tüm değerlerle menfaatleri arasında tercihe zorlayanlar da bu ahlaksız yapılardır. Stajyer memurları bile istismar etmekten, tehditten çekinmeyen bu marazlı kafa; gerçekte asalet, adalet, ahlak, kul hakkı vb. tüm değer hükümlerimizi al aşağı etmiştir. Her birimizin de katkısı olan bu gidişata göz yummamız, çocuklarımıza yapacağımız en büyük ihanet olacaktır. Yavrularımıza, torunlarımıza nasıl bir ülke bırakacağız? Ahlaki tüm değerlerin sükût ettiği, adaletin paspas yapıldığı, çekirdek çitler gibi kul hakkının gasp edildiği, kabiliyet ve liyakatin çağ dışı sayıldığı bir ülke midir hayalimiz? O halde vay gele gelecek nesillerimizin başına! “Ben günümü kurtardım, ne yapacaktım” gerekçesi kimseyi sorumluluktan kurtarmayacaktır. Ayağa kalkmanın tam zamanıdır! Kokuşmuşluğa, yozlaşmaya daha fazla izin verilemez! Ulu Önder Atatürk’ün veciz sözünü tekrar hatırlatmak istiyorum: “Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.”