Hürriyetçi Eğitim Sen Samsun 2 Nolu Şube Başkanı İlker İLKİN’den Milli Eğitim
Bakanlığı’nın yayınladığı, Proje Okullarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme
Kılavuzuna Sert Tepki.
Milli Eğitim Bakanlığı, son olarak proje okullarına öğretmen atama ve yönetici görevlendirme
kılavuzunu yayımladı. Ancak ne yazık ki, yıllardır dile getirdiğimiz sorunlar bir kez daha
gözler önüne serildi ve ortada yine bir değişiklik yok. Her seferinde, “Bu sefer düzelir”
dediğimiz, ancak her geçen gün daha da kötüye giden bir sistemin içinde buluyoruz
kendimizi. Sorunları anlamak için kılavuzun içeriğine bakmak bile yeterli. Proje okullarındaki
atamalar, eğitimde liyakat ilkesinin sadece kağıt üzerinde kaldığının bir kanıtıdır.
Proje okulları, aslında çok önemli bir sorumluluğu üstlenen okullardır. Bu okullarda eğitim
gören öğrenciler, Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek olan, akademik başarılarıyla dikkat
çeken gençlerdir. Ancak her geçen gün bu okullar, bir avuç kişinin keyfi yönetim anlayışına
teslim ediliyor. Bu okulların yönetici atamalarında ve öğretmen görevlendirmelerinde objektif
kriterler göz ardı ediliyor. Bakanlık, yıllardır bu sorunları çözmek için ciddi bir adım
atmamışken, her yeni kılavuzda daha fazla kaygı verici bir tablo ile karşılaşıyoruz.
Birileri tarafından bu okullar, babalarının çiftliği gibi görülüyor. Öğretmen atamaları ve
yönetici görevlendirmeleri, liyakat ve niteliklerin ön planda tutulduğu bir sistem yerine,
kişisel çıkarlar, arka planda dönen ilişkiler ve keyfi kararlarla şekillendiriliyor. Bu durum
sadece eğitim kalitesini zayıflatmakla kalmıyor, aynı zamanda bu okullarda görev yapan
öğretmenlerin ve yöneticilerin moral ve motivasyonlarını da alt üst ediyor.
Eğitim, sadece bir meslek değil, bir sorumluluktur. Ancak bu okullarda öğretmen ve yönetici
atamaları, bazen kişisel bağlantılarla, bazen de ideolojik yaklaşım ve çıkar ilişkileriyle
yapılabiliyor. Bu durumun sonucunda, yetkin olmayan kişilerin yönetici olarak
görevlendirilmesi veya niteliksiz öğretmenlerin sınıflara atanması gibi sorunlar baş gösteriyor.
Eğitim sistemimizin temel taşı olan bu okulların geleceğe daha sağlam bir şekilde yön
verebilmesi için liyakat esasına dayalı, objektif ve şeffaf bir atama ve görevlendirme
sistemine geçilmesi bir zorunluluktur.
Proje okulları, yüksek akademik başarı gösteren öğrencilerin eğitim aldığı okullardır. Bu
okullarda görev alacak öğretmen ve yöneticilerin de yüksek niteliklere sahip olması
gerekmektedir. Ancak, mevcut atama sisteminde bu okullara atanan öğretmenlerin ve
yöneticilerin akademik başarıları, deneyimleri ve eğitimdeki başarıları göz önünde
bulundurulmamaktadır. Bir öğretmenin ya da yöneticinin hangi okullarda görev yaptığı, hangi
eğitim alanlarında uzmanlaştığı, hangi eğitimsel başarıları elde ettiği gibi kriterler, pek çoğu
için ikinci plana atılmaktadır. Bu durum, bu okullarda eğitim gören çocukların geleceğini
riske atmaktadır.
Bir okulu, sadece kişisel ilişkilere dayalı atamalarla yönetmek, akademik başarıyı daha da
geriye çeker ve en önemli amaç olan kaliteli eğitim hedefinden uzaklaşılmasına neden olur.
Proje okullarında görev alacak kişilerin, bu okullarda okuyan öğrencilerin akademik
seviyelerini yükseltebilecek düzeyde olması beklenmektedir. Ancak şu anda, ne yazık ki bu
okullar, sadece “ilişkiler ağı” üzerinden yönetilmektedir.
Milli Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin’e sesleniyorum: Bu vebali daha fazla taşıyamazsınız!
Her geçen gün daha da kötüleşen bir sistemin içinde bırakılmak istenen proje okulları,
yıllardır aynı sorunlarla boğuşuyor. Eğitim sistemindeki bu adaletsizlik, sadece öğretmenleri
ve öğrencileri değil, tüm toplumu etkileyen bir sorumluluktur. Sorumluluk makamlarında
bulunanlar, yıllardır bu sorunları görmezden gelmektedir. Okul yönetimlerinin liyakat esasına
göre atanması, öğretmen görevlendirmelerinin objektif kriterlere dayandırılması için gerekli
adımların atılmaması, bu vebalin daha da büyümesine neden olmaktadır.
Eğer bu okullarda akademik başarıya ve eğitim kalitesine yönelik ciddi bir adım atılacaksa,
tüm atamalar ve görevlendirmeler, liyakat ve sınav başarısına dayalı olmalıdır. Aksi takdirde,
projeler sadece daha fazla keyfi kararlar almakla sınırlı kalacak, ne öğretmenler ne de
öğrenciler için faydalı bir sonuç doğuracaktır.
Proje okulları, sadece eğitimi değil, bir ülkenin geleceğini şekillendiren okullardır. Bu
okullara göz diken kişi veya gruplar, sadece kendi çıkarlarını düşünmemeli, bu okulları
gerçekten hak eden, öğrencilerin gelişimini en iyi şekilde sağlayabilecek nitelikte yöneticiler
ve öğretmenlerle donatmalıdır. Ancak şu anda, bu okullar, tamamen belirli kişi ve grupların
iştahına hizmet etmekte ve siyasi çıkarların bir aracı olmaktadır.
Eğitimdeki kalitenin bu şekilde düşürülmesi, sadece eğitimcilerin değil, tüm toplumun
kaybıdır. Öğrencilerin, bu okullarda eğitim alacak kişilere güvenebilmeleri için,
öğretmenlerin ve yöneticilerin de bu güveni boşa çıkarmayan niteliklere sahip olması
gerekmektedir. Proje okulları, hiçbir şekilde kişisel çıkarların, siyasi grupların ve bağlantıların
oyuncağı olamaz!
Eğitimdeki bu çarpıklığa karşı artık harekete geçmek, yeni bir devrim başlatmak zorundayız.
Bu okullarımızı, dışarıdan yapıların ve kişilerin tahakkümünden kurtarmak, gerçek anlamda
eğitimde devrim yapmak için gereklidir. Aksi takdirde, her geçen gün bu okullar daha fazla
heder olacak ve geleceğimiz kararmaya devam edecektir.
Proje Okulları, Hiçbir Kişi ve Grubun İştahının Mezesi Olamaz!
İlker İLKİN
Hürriyetçi Eğitim Sen
Samsun 2 Nolu Şube Başkanı